Koş, bir burnu tutmaya koş.
Koş, bir omuzu ısırmaya
altı halkalı bir gözü derlemeye koş.
Koş, bir yüze, çeneye
dokunup geçmelisin.
Koş, pazar rüzgârı,
beyaz sayfalar gibi
koyunları toparlamaya koş.
Çıplak kollarımı aldın,
sana dolanan bacaklarımı
ve yitirdin.
Yüz buruşturmalarımı sakla hiç olmazsa.