Yaşlı bir kadınım ben. 
Almanya uyandığında 
Devlet yardımı azaldı. 
Çocuklarım verirlerdi bana 
arada sırada birkaç kuruş, 
ama pek öyle bir şeyler alamıyorum gene de. 
Bu yüzden daha az gider oldum 
eskiden her gün alışveriş yaptığım dükkanlara. 
Sonra aklımı başıma topladım günün birinde 
ve eski bir müşteri olarak her gün 
gitmeye başladım fırına, manava yeniden. 
İhtiyacım olan şeyleri seçerdim bir bir, 
her zamankinden ne daha çok alırdım, ne daha az, 
peksimetler de koyardım ekmeğin yanına, 
lahananın yanına da pırasa, 
ama hesabı çıkarttıkları vakit çekerdim içimi, 
karıştırıp küçük para kesemi tutuk parmaklarımla, 
yeterince param yok, derdim, başımı sallayarak, 
bunları ödeyecek, 
ve tüm müşterilerin gözleri önünde 
çıkardım dükkandan gene başımı sallayarak. 
Ve şöyle diyorum kendi kendime: 
Hiçbir şeyi olmayan bizler gibiler 
yiyecek satılan yerlerde görünmezlerse bundan böyle 
hiçbir şeye ihtiyacımız yok sanabilirler, 
ama buraya gelir de hiçbir şey satın alamazsak eğer 
haberleri olur hiç değilse. 

Çeviri: A. KADİR – Gülen AKTAŞ