Akışsız ırmağa benzer kadının gülmeyeni
Köpüksüz denize uçuşsuz turnaya
İşveyi, nazı, bir incecik sözü
Bir içten hareketle demeyi bilmeyeni
Eksiktir güzelliği…

Otur yanıbaşıma bilerek yanıldığım,
Zayıflığım benim, bayramlık sevincim.
Otur yakınıma, otur yalnızlığıma…
Yalan bile olsa, yanlış bile, suç bile
Dokun hayal ellerinle kalbimin derinine.
Essin teninden dişiliğin o bin yıllık
İnsanı baştan çıkaran Havva rüzgârı
Ayıplarla yasaklarla yoksul düşmüş
Şu kapalı ömrümün donuk ülkesine…

Bahar toprakları gibi derinden derine
Kabarıp durdu bunca yıl içimde
Bir kadını gün ışığında sevmek tutkusu
Tutup ince bileklerinden, başını
Gezdirmek omzumda, göğsümde
Yollar çarşılar içli sözler boyunca
Olmadı bir türlü olmuyor
Bilmem ki nelerin yürek bağı dilimde
Utandım sıkıldım beceremedim…

Ne içtiğim rakı ne şu yayvan şarkı
Ne de etin açlığı bu
Bir çift güzel söz söyle yeter
Bir çift güzel söz
Gülüşünle süslü, halimle uyumlu…