Gördüm de göçüp giden zamanın öyküsünde
Nasıl anlatılmıştır doyum olmaz varlıklar,
Ölmüş sevgililerle yiğitler övgüsünde
Şiirlere güzellik ne güzellikler katar,
Nasıl eski kalemler güzelliği yazarmış,
El ayak dudak diye, göz diye, alın diye,
Anladım ki onlarda bir derin özlem varmış
Şimdi sana kul olan güzelliği övmeye.
Onların övgüleri, bugünün kehâneti,
Hepsi seni önceden anlatmayı denemiş,
Gözleriyle eğlenmiş bilmemenin lâneti,
Varlığını övmeye solukları yetmemiş:

Biz ki güzelliğini bu çağlarda görürüz,
Gözlerimiz hayran da dillerimiz övgüsüz.