Aşkını gözlerinle, dün, kalbime işledin,
Bir sanatkâr, eliyle, oyar gibi mermeri.
Rüzgâr yüzü görmeyen ufkumda genişledin
Bir fırtına halinde koptuğun günden beni.
Daha fani olaydı kurtulurdu zarardan,
Aşkım ki farkı yoktur bir dağ başında kardan.
Gururuma basarak üstüne çıkanlardan
Dönmeyen bir sen varsın, yalnız sen varsın geri.
Nasıl taşta çeliğin izi kalırsa derin,
Üstüne satır satır öyle nakşoldu yerin.
Üzülme, senden sonra kalbime girenlerin
yalnız senin aksindir orda göreceklerin…
Her geçen gün bir aşkın gevşetirken bağını
Her geçen yıl aşkıma yeni bir hız bıraktı.
Onda bulmuş gibi hayatın kaynağını
Bu ateşle yanmasa kalbim vurmayacaktı…
Kalbim vahşi bir kuştu, kendi yurdunda sultan
Ona gurur vermişti güneşten emdiği kan.
Daha dün bir çığ gibi inerken dağlarından
Bugün karşında sakin bir su halinde aktı.
Hangi ruh duydu seni benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri, sana, görmeden baktı…