anneme

çiçeğinim, küçücüğün, kınalı
saçlarımda uzar mı aşkın tel tel
göz kırpmamaca oynuyorum güneşle
arasındayım sıcak buğulu bacaklarının

çok değiştim kirli sarıyom
yazmaca yanmaca oynuyor büyüyorum
yolu kesilen karınca telaşımdan tanırsın beni
saçlarımı sandığında uyuttuğun gün
enseme düşen gözyaşından
kürek kemiğimden kalçama doğru

ayakizlerimizi kapatmaca oynuyor kar
sivri dişli bir kara tarakla
savruluyor sessizliğim
portakal kabukları yapıştırayım alnına
ağrın diner belki uyursun

gittiğin gün
yeşil, kakmasız bir sandıkta
korkuyla uyanacak çocukluğum